(MHA) Tarımda Türkiye'nin önemli şehirlerinden biri olan Manisa, yalnızca üzüm değil, aynı zamanda zeytin üretiminde de öne çıkan şehirlerarasında yer alıyor. İklimi ve toprak yapısıyla zeytin tarımına elverişli olan şehir, sofralık zeytin üretiminin yüzde 24,5’ini karşılayarak bu alanda lider konumda bulunuyor.. Zeytin hasadı genellikle el ile yapılırken, toplanan ürünler özenle fabrikalara aktarılıyor ve işleniyor. Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, zeytin üretiminin geçmişte hobi olarak görüldüğünü ancak günümüzde önemli bir gelir kaynağına dönüştüğünü belirtti. Okur, ilçede yaklaşık 130 bin dekarlık zeytin arazisi bulunduğunu ifade ederek, “Eskiden hobi olarak yaptığımız zeytin üretimi artık bir sanayi haline geldi. Ancak çiftçi şu anda ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Kuraklık nedeniyle büyük verim kayıpları görüyoruz” dedi. Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, zeytin ile ilgili çiftçinin sorunlar yaşadığını ifade ederek, “İlçemiz Saruhanlı her ne kadar üzümün başkenti olsa da zeytinde de biz ön sıralardayız. 110 bin, 120 bin dekar üzüm arazimizin yanında 130 bin dekara yakınında zeytin arazisi bulunmakta. Bu zeytin arazileri kırsal bölgelerde olduğu için verim biraz daha düşük. Ama çiftçimiz elinden geldiği kadar bunu bağ gibi olmasa bile gerekli ilacını, gerekli gübresini, gerekli çalışmasını yaparak bir geçim kaynağı sağlamak istiyor. Geçmiş dönemlerde, geçmiş zamanlarda biz bu zeytin sadece hobi olarak yapıyorduk. 15-20 yıl öncesine kadar bir hobi olarak yapıyorduk. Ama artık zeytin de bir sanayiye dönüştü. Çiftçimize bir gelir kaynağı oldu. Şu anda onda da büyük bir sıkıntı var. Ben gezdiğim bahçelerde kuraklıktan dolayı çok büyük bir kaybımız olduğunu gördüm. Sulama imkanı olanların da su miktarları günden güne çok çekildiği için çiftçi zorluk çekiyor. Şimdi bakın yıllardan itibaren biz bunun mücadelesini veriyoruz. İzmir Büyükşehir'in bizim buradan ve Manisa'dan, Göksu'dan aldığı sularla kaynaklarımız günden güne çöküyor. Allah korusun Konya ovası gibi olacağımızı düşünüyorum. Şu anda 180-200 metre derinlikte olan kuyuların 300 metreye, 350-400 metreye kadar düştüğünü görüyorsunuz. Bu da çok büyük hem külfet. Çünkü ne kadar derinden çekersek masrafı o kadar yüksek oluyor. Bu da çiftçimizin belini büküyor” diye konuştu.
